Kendime yeni yıl hediyesi olarak bir fotograf satın aldım bu sene. Çok ani bir kararla, neredeyse refleksif olarak. Fotoğrafı bir sanat eseri olarak çok beğenmemin yanı sıra zihnim pek çok yerden farklı bağlantılar kurarak da bu refleksif tüketimimi rasyonalize etti.
Ktulunun Çağrısı bende, önce edebiyat eseri bir hikaye, sonra enstrümantal bir müzik parçası olarak karşılık bulurken (sıralama değişebilir) bu sene önce bir gitar ve sonra da fotograf olarak karşılık buldu. Hikayeyi belki de en baştan ele alıp anlatmak lazım.
Orijinal ismiyle “The Call of Cthulhu” yazar H.P.Lovecraft’ın 1926 tarihli korku hikayesi ve kozmik korku türünün ilk örneklerinden. Türünün en bilindik yazarlarından birinin imzasını taşıyan, derin sularda bir ahtapotu anlatan bir hikaye.
Hikaye korku edebiyatı başta olmak üzere tüm türe büyük ilgili duyan ve koleksiyoner seviyesinde türle içli dışlı olan Metallica gitaristi Kirk Hammett’a da ilham olur; grubun 1984 tarihli Ride The Lightning albümünde enstrümantal parçaya ilk kez yer verilir. 8 dakikalık epik bir parça olarak Metallica diskografisinde yerini alır “The Call of Ktulu” Grubun kırk yılı aşkın kariyerindeki en az dört beş parça aslında Lovecraft ve Cthulhu’ya adanmıştır. (Sadece Metallica değil Iron Maiden gibi başka heavy metal gruplarında da Lovecraft göndermelerine rastlanmakta bu arada.)
Bu parçadan alınan ilhamla grubun solisti ve gitaristine özel olarak üretilen ESP marka bir gitara isim olur Cthulhu. Grubun 2022 tarihli albümünün görsel tasarım çalışmaları esnasında albüme konacak grup üyelerinin portreleri için anlaşma yapılan fotograf sanatçısı Lee Jeffries’in portreleri o kadar etkili bulunur ki albümü takip eden ki yıllık turne için de kendisi davet edilir ve canlı performans fotoğraflarında da sanatçının imzası görünmeye başlar. “Spiritüel fotoğrafçı” lakabıyla siyah beyaz “sokak portreleri” ile bilinen Jeffries Metallica sahnesinde çektiği fotoğraflardan bir seçkiyi sergilemeye başlar ve bazı fotoğraflar sınırlı sayıda satışa da sunulur.
Sözü geçen “The Call of Ktulu” da bu seriden bir fotograf. Son dönem takip ettiğim Lee Jeffries’im M72 fotoğraflarından sanırım beni en heyecanlandıran. Ama ne olursa olsun açıkçası hadi satın alayım da karşıma asayım dememiştim, ta ki…
Points-Of-You; iki psikolog ve fototerapist Efrat Shani ve Yaron Golan’ın 2006 senesinde yarattıkları bir “koçluk aracı” Bu araç farklı fotoğrafların farklı duygular ve sıfatlarla eşleştirildiği ve koçun çalıştığı kişiyi fotoğraflarla tetiklediği farklı setlerden oluşuyor. Zaman içinde gelişen ve çeşitlenen bu setlerden biri “Faces” 100 adet karttan oluşan; 99’unda siyah beyaz insan portrelerinin bulunduğu (100. küçük bir ayna bu arada) bu portrelerin ve ilgili sıfatlarla hikayelerin desteğiyle, duyguların fark edilmesine ve konuşulmasına destek olan bir koçluk aracı… Bu setle ilgili katıldığım eğitimde fotoğraflara bakmaya başlamamla birlikte bende ilk çağrışan şey Lee Jeffries’in sokak portreleri oldu. Online eğitim esnasında bir göz atmak için LeeJeffries’in sitesine girmemle sanatçının Portraits kitabını alıp çıkmam bir oldu. Her şey o kadar hızlı oldu ki, madem ki adam bana İngiltere’den DHL ile kitap yollayacak şu çok sevdiğim fotoğrafı da niye almayayım ki diye düşünüp düşünmediğimi bile hatırlamıyorum, dedim ya her şey çok hızla oldu bitti ve ben kaldığım yerden eğitime döndüm.
Bugün fotograf evde, çalışma masamın karşısında asılı. Bir yeni yıl hediyesi olarak hem son bir yıldaki kazanımlarımı hem de önümüzdeki yıl için dilediklerimi hatırlatmak için sürekli karşımda…
Fotoğrafın bende tetiklediği duygu ve düşünceleri sayfalarca yazabilirim ancak ilk andaki düşüncem enstrümanını iyi kullanan parmakların ahtapotun kollarıyla olan bütünleşmesinin ve tek vücut olmalarının etkisi.
Ahtapotun popüler inançlar ve antik mitolojide taşıdığı anlamlar ve sembolik niteliklere bakacak olursak çok yönlülük, çeviklik, fedakarlık, bilgelik ve zeka, farkındalık, dönüşüm ve yenilenme ile sonsuzluk ilk karşımıza çıkanlar.
Cthulhu’nun çağrısına kulak vermek ve konuyu daha derinden incelemek isterseniz;
Leave a Reply